Testosteron
Erkekte testosteron azalması sonucu sıcak basmaları, uykusuzluk, terleme, libido (seksüel istek) kaybı gibi belirtilerle ortaya çıkan, önceleri klimakterium virile ya da andropoz deyimleriyle tanımlanan hastalık için bugün PADAM (partial androgenic decrease in the aging male=yaşlanan erkekte kısmi androjen yetersizliği) deyimi kullanılıyor.
Kadında menopoz, âdetlerin artık olmaması, son bulmasını ifade eder. Menopoz deyimi örnek alınarak erkek için de andropoz (andro=erkek; pausis=son) deyimi kullanılması askında uygun bir tanımlama değildir. Çünkü erkek yaş dönümünde erkekliğin son bulması değil, sadece azalması söz konusudur.
Kadındaki menopozun aksine, PADAM yavaş ve sinsi gelişir. Daha erken yaşlarda başlayabilirse de, vakaların çoğunda 50 ile 55 yaşlarında ilk belirtiler ortaya çıkar.
25 ile 75 yaşları arasında total testosteronda yüzde 35, serbest testosteronda yüzde 50 azalma olur. Testosteron normalde erkek vücudunda testislerde ve az miktarda da böbrek üstü bezinde yapılır. Salgılanan testosteronun yüzde 90’ı taşıyıcı proteine (SHBG=sex hormone binding globuline) bağlanır ve aktif ‘değildir. Ancak yüzde 10 gibi az bir kısmı serbest testosteron olarak kanda dolaşır ve aktiftir.
Testosteron insanda kas dokusunu arttırır ve yağ dokusunu azaltır. Bu hayvanlarda da böyledir. “İyi bir horoz asla yağlanmaz.” Erkek vücudunda testosteronun % 10’u 5 Alfa-reduktaz enzimi ile DHT (Dihidrotestosteron)’a çevrilir. DHT, testosterondan 10 kat daha etkilidir. Özellikle prostat ve cilt üzerinde etkilidir. Kellik, kalın ve erkeksi sesten sorumludur.
Testosteron yetersizliğinde aşağıdaki olumsuzluklar oluşur;
• Enerji kaybı olur
• Vücut yağ kitlesi artar
• Seks isteği azalır
• Kalp hastalıkları riski artar
• Osteoporoz riski artar
• Konsantrasyon ve Bellek zayıflar
• Kemik yoğunluğu azalır
• Kas kitlesi azalır.
Testosteron aromataz enzimi ile östrojene çevrilir. Bu enzimin fazlalığında östrojen fazlalığı olur.
Yağ dokusu aromataz enziminden zengin olduğundan adipoz bireylerde testosterondan östrojen yapımı artar. Sonuçta östrojende özellikle kalçalarda yağ dokusu artışına neden olur. Yağ hücreleri aromataz enzimi yapar, Yaşlılıkta yağ dokusu arttıkça aromataz enzimi de artar. Adipoz kimselerde dışarıdan verilen testoseron tedavisi de başarısız olur. Çünkü; verilen testosteron vücuttaki aşırı aromataz enzimi ile östrojene çevrilir. Paradoks durum ortaya çıkar. Adale gelişmesi yerine sadece yağ dokusunda artış olur. Testosteron düzeyini yükseltmek için basit ve en iyi olanak yağlardan kurtulmaktır. Böylece aromataz enzimi etkinliği azalarak otomatik olarak testosteron değerleri yükselir. Çinko (Kabak çekirdeği, soya, susam, karides, buğday kepeği) aromataz inhibitörüdür (durdurucu). Bu besinler tüketilerek testosteron düzeyi yükseltilir ve bu sırada östrojen düzeyi düşer.
Bedensel aktivitenin en yüksek olduğu durumda testosteron düzeyi % 30 kadar artar. Bilimsel verilere göre seksüel aktivite ve benzer erotik uyarılar testis fonksiyonunu uyarırlar.
Stres testosteron yapımını azaltan en önemli tehlikelerden biridir. Libido (Cinsel istek), enerji ve kalp damar sağlığının korunması için erkekte testosteron düzeyinin aşırı düşmemesi gerekir.
Yetişkinlerde total testosteron düzeyi erkekte 3,5 – 8,6 ng/ mL kadında 0,3 ng/ml. dir.
Serbest Testosteron düzeyi ise erkekte 15-30 pg/ml, kadında 1-3 pg/ml dir.
Erkekte Testosteron’un değerlendirilmesi
Total testosteron proteine (SHBG) bağlı testosteron ile serbest testosteron’un toplamıdır. Sadece Total Testosterona bakılırsa bu yaşlanmayla birlikte artan SHBG (seks hormonu bağlayıcı globulin)’den dolayı normal çıkabilir. Şu var ki serbest Testosteron azalmıştır. Yani SHBG aktif olan serbest Testosteronu bağlayıp aktif olmayan biçime sokmuştur. SHBG yapımını Östrojen tetikler. Böylece yaşlanmayla birlikte hem Östrojen hem de SHBG artar. Östrojen düzeyi düşünce SHBG düzeyi de düşer. Erkekte 45 nmol/L, kadında 75 nmol/Uden yüksek SHBG değerleri olmamalıdır.
Serbest testosteron’un standart yöntemlerle (RİA) tesbiti güvenli değildir, bu yöntemler, özellikle SHBG yüksekliğinde ya da çok düşük testosteron düzeylerinde doğru sonuçlar vermemektedir. Bu nedenle toplam testosteron ve SHBG düzeylerinin yardımıyla
Total Testosteron (ng/mL) x 346,7=FAI
SHB (n mol/L formülüne göre serbest testosteron indeksi hesaplanabilir. Erkeklerin FAI referans değeri 14.8-95 arasındadır. Bu yolla bulunan serbest testosteron düzeyleri gerçeğe uygun olmaktadır.
Kanda testosteron tayini sabahleyin aç iken yapılmalıdır.
A- Kan tahlilinde toplam testosteron normal, fakat SHBG düzeyi artmış ise (bu durum orta yaş üzerindeki erkeklerin çoğunun sorunudur) aşağıdaki önlemler alınmalıdır.
• Günde 40-80 mg Çinko Tableti
• Her gün 40 mg fitoöstrojen (Menoflavon, soya izoflavone). Bitkisel östrojenler vücut östrojenini bağlandıkları reseptörlerinden ayırırlar ve karaciğerde yıkımlarını desteklerler.
• Brokoli ve karnabahar, lahana da östrojen yıkımı için karaciğeri uyarır.
• Silymarin (Milk Thistle) Meryemana dikeninden elde edilen doğal bir maddedir. Karaciğer fonksiyonunu ve Östrojen yıkımını destekler. (Milk Thistle kapsüllerinden günde 2-3 kapsül alınır)
• Kilo veriniz. (Yağ dokusundaki aromataz enzimi Testosteronu östrojene çevirir.)
• Alkol almayınız.
• Spor yapınız.
• İstiridye, karides, yengeç, buğday kepeği, susam, kabak çekirdeği gibi çinko ve protein içeren besinler testosteron düzeyini artırır.
• Saw palmetto ve netle (ısırgan otu) kapsüllerinden günde 2-3 kez alınması; SHBG düzeyinin ayarlanmasına yardımcı olmaktadır.
• Tüm bu önlemlerin yetersiz kalması durumunda hekim kontrolünde Aromataz enziminin aktivitesini durdurucu Arimedex tabletlerinden haftada 2 kez 0,5 mg alınır.
B – Kan testosteron değeri 3,5 ng/ml altında ise ve yaş dönümüne ait ek belirtiler varsa androjen (erkeklik hormonu) ye- tersizliği kesinleşmiş olur. Bu durumda testosteron replasman tedavisi gerekir.
PADAM tedavisinde testosteron iğne, tablet, plaster (yapışkan bant) ya da jel şeklinde uygulanabilir. İğne, plaster ya da jel kanda sabit kalan hormon düzeyleri sağladığından tercih edilmektedir ve uygulanmaları çok kolaydır. İğne (NEBİDO) üçer ay ara ile uygulanır. Kanda testosteron üç ay normal düzeyde kalır. Jel (Androtop, Testogel) her gün cilde sürülür, cilt altında depolanır ve böylece kana yavaş yavaş karışır. Plasterler de (Androderm) günde bir kez cilde yapıştırılır. Tek sakıncası çoğu kimsede yapışma yerinde kızarıklık, kaşıntı gibi alerjik reaksiyona yol açmasıdır. Bu olasılık plaster yapışma yerini her gün değiştirerek azaltılır. İğne, jel ve plasterlerin bağırsak ve karaciğeri devre dışı bırakmaları ve doğrudan kana karışmaları avantajları vardır.
Testosteron kullanmadan önce ürolojik muayene yaptırılmalı, prostatın durumu kontrol ettirilmeli ve PSA değerine bakılmalıdır. Prostatta büyüme varsa, ya da prostat kanseri varlığında androjen hormonları kullanılmaz.
Öte yandan, androjen plasteri ya da jelinin prostat büyümesi ya da prostat kanserine yol açmadığını araştırmalar göstermektedir.
Henüz yorum yapılmamış.