Şap Hastalığı
Halk içerisinde tabak hastalığı olarak da bilinmekte olan, tüm iki tırnaklı hayvanların çeşitlerinde rastlanan bulaşıcı hastalıklardan biridir. Ayak – ağız rahatsızlığı, aft humması adları ile de bilinmektedir.
Sığır, domuz, koyun ile keçi hastalığa en hızlı yakalanmakta olan hayvanlardır. Bununla birlikte hayvanat bahçelerindeki kimi hayvanlar ile doğan yaşamındaki kirpiler, fareler, ceylan gibi hayvanların da hastalığa yakalanabildikleri görülür.
İlk olarak hayvanların ağız içeri, tırnakları, memeleri, işkembelerin de farklı yaralar ile karakterize olur. Hayvanlar yaşları ile cinsiyetlerine göre hassasiyet göstermektedirler. Şap hastalığın da etken virüstür, birbirinden ayrı yedi tipi bulunur. Bu tipler A,O,C,Sat3 ile Asya 1 şeklinde isimlendirilir. Tiplerin içerisinde birde fazla sayıdaki alt tipleri bulunmaktadır. Koruyucu aşıları bunlara bağlı hazırlanmaktadır.
Bulaşma
Hastalıklı hayvanın sağlam olanlarla temas etmesi, idrarı, gübresi, sütü, spermiyle bulaşıcı olur. Birde hastalığın bulaştığı derinin, yemin, yataklığın, otun, suyun, bakıcının, nakil eden araçların, hastalıklı hayvanın eti ile hazırlanan salamlar, sosis gibi ürünlerle bulaşması, fareler, kuşlar, yılanlar, kaplumbağalar şeklindeki taşıyıcılar ile de bulaşması mümkün olur.
Şap, sürüler arası birebir temas ve de havada bulunan virüsün solunması ile bulaşır. Şap virüsü, karadayken rüzgarın etkisi ile kilometrelerce uzağa taşınabilir. Suyun içerisindeyse mesafenin daha da arttığı görülür.
Hasta hayvanın hareketli olması Şap hastalığını diğer sürülere de bulaştırır. Araç, alet, tarım ürünleri ile insanların da taşıma vazifesi yaptığı görülmektedir. Virüs uzunca zaman ette, ilikte, sakatatlarda ve de pastörize edilen ürünlerin içerisinde yaşamaya devam edebilir.
Hastalık Belirtileri
İçleri suyla dolu kabarcıklar ilk belirtilerindendir. Öteki belirtileri arasındaysa topallama, uyuşukluk, iştahın kesilmesi ve de sütün kesilmesi görülmektedir.
Hastanın ağzından ip gibi salyalar akmaktadır, ateşi 40- 41 dereceye kadar yükselir, ağzını şapırdatmasıyla, sütten kesilmesi, dilde, dişetinde, dudakların iç kısımlarında mercimek ya da fındık iriliğinde su toplamaları oluşur. Ardından gelen günlerdeyse ayak tırnağında, memede, boynuzların diplerinde, burunda enfekte yara meydana gelir.
Kültür ırkından olan sığır ile taze buzağılar da rahatsızlık hızla seyretmektedir. Rahatsızlığın belirtisi tamamen ortaya çıkmadan nefes almada zorluğa ve de kalp yetmezliğiyle ani ölüm olabilir.
İnsanlarda Hastalık Belirtileri
Hasta olan hayvanın sütünü içmiş ufak çocuklarda, bulaşmış yerler ile eşyaları kullanmakta olan erişkinlerde de ağızda, gözlerde ve parmakların arasında minik su keseleri oluşabilir.
İnsanlar açısından tehlikesi olmadığı düşünülür. 1996 senesinde İngiltere de yalnızca tek bir vaka görülmüştür. Nezle belirtisi gibi belirtisi olmuş ve de el de su kabarcıkları olmuş.
İnsanlar, virüs olan bir hayvanın etini yerse ya da öbür insanlardan rahatsızlığı kapmazlar.
Etkenin (Virüsün) Dayanıklılığı:
1. Direkt güneşin ışığıyla temas halinde kısa sürede harap olmaktadır.
2. Sıcağa dayanıklılığı yoktur, 60–65 derecede, yarım saat içerisinde, 85 derecede ise hemen ölürler.
3. Çevre şartlarından; etkeni, kuru ortamı, soğuğu ve de karanlık severler.
4. Sığırların derisiyle, kıllarında;1 ay, lastik çizmede;3,5 ay, samanlarda; 4 ay, toprağın üzerinde; 1 ay, kurumuş ot ile danelerde; 5 ay hastalığı yayma gücünü korurlar.
5. 1/2000 lik konsantre formul; % 3–5 çamaşır sodası, %4 -5 lik soda; 1/10 sulandırılan sirke ve ya % 4 alkol; 1/200 potasyum permanganat; /250 lodophore şeklindeki antiseptiklere hassasiyet gösterirler.
Hastalanmış hayvanın ağzı, ayakları ve de memesinde ortaya çıkan yaranın hemen iyileşebilmesi çiçn yukarıda belirtilen antiseptikler ile yıkanmasının yanı sıra, kuvvetli antibiyotik ile pomatların tatbiki iyileşmesini hızlandırmaktadır.
Sürülerin tedavisinde, ahır kapısına 20 santimetre derinliğinde uygun uzunlukta havuzların yapılması ve içine % 2 çamaşır sodasının ya da % 5 formolün göz taşının doldurularak hayvanların içinden geçirilmesi gerekir.
Hayvanlarda Koruyucu Önlemler:
1. Bir yaş olan hayvanlar 4 ayda bir sefer, bir yaşından sonraysa 6 ayda bir sefer aşılanmalılar. Aşı soğuk zincirle taşınmalıdır ve de kuralına uygunca uygulanmalıdır.
2. Yenice satın alınmış olan hayvanların 10 gün boyunca karantinada tutulması gerekir.
3. Ahıra hayvanların bakıcısından farklı kişiler girmemeli, bakıcı ahıra özel elbise ve de çizmeyle girmelidir.
4. Sağımdan önce ve de sonrasında malzemeler kesinlikle suyla yıkanmalıdır.
5. Hastalığın olduğu yerlerden asla hayvan alınmamalıdır.
6. Ölmüş olan hayvanlar yakılmalıdır ya da çukur açılıp gömülmelidir ve üzerine kireç dökülmelidir ve de kullandığınız malzemeleri 80 derecede kaynatınız.
Henüz yorum yapılmamış.