Panik hastalığı olan kişi nelerden şikayet eder?

Panik hastalığı olan kişi nelerden şikayet eder?

Panik rahatsızlığı ölüm korkusunun da eşlik ettiği yoğun ve şiddetli huzursuzlukla giden genetik bir yatkınlıkla ilişkili olan ruhsal bir hastalıktır. Hastalık ani başlangıçlı dır, beklenmedik bir anda beklenmedik bir yerde oluşur. Ataklar halinde kendini gösterir ataklar arası dönemde aynı şeyi tekrarlayabileceğine ilişkin endişe hali mevcuttur. Ataklar gün içerisinde belli saat aralıklarında oluşabileceği gibi belli belirsiz anlarda ortaya çıkabilir. Örneğin bazı ataklar sadece akşam saatlerinde görülür, huzursuzluk hali sadece tam uyku saatlerine yakın gelişebileceği gibi sabahtan başlayarak gün boyu da devam edebilir. Panik hastalığı duygu ve düşünceler kadar değişik organ sistemlerini de etkilerler. Duygu ve düşünceler etkilendiğinde yoğun bir iç huzursuzluğu korku ve panik hali ölüm korkusu düşüp bayılacağı korkusu aklını yitireceği korkusu, kalp krizi geçireceği korkusu kişiyi tamamen kuşatmış durumdadır. Organ sistemleri etkilendiğinde kalp çarpıntısı, tansiyonda yükselme nabız sayısında artma, göğüste sıkışıklık ve daralma hissi, nefes darlığı nefesinin yetmeyeceği hissi, boğazda düğümlenme hissi yutkunma güçlüğü, mide şişkinliği, geğirme ishal, bulantı, sık idrara çıkma baş dönmesi. Kulak çınlaması, dengesizlik hissi, uyuşma ve karıncalaşma, ateş basması, terleme , üşümek ve titreme hastalar tarafından en sık dile getirilen şikayetlerdir.

Kişilerin yaşadıkları zorluklar ve problemler hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştırıcı etki yaparlar. Hastalık ortaya çıktığında kişi ne yapacağını bilemez bir haldedir, yaşadığı ölüm korkusu aklını yitireceği dair endişe, düşüp bayılacağına dair yersiz kuruntu hastayı yardım arayışlarına yönlendirir. En yakın sağlık kuruluşu yada acile baş vurmak hastanın aklından gecen ilk çözümdür. Hasta kadar hasta yakınları da ne yapacaklarını bilemez hale gelirler. Hastalar bu dönemde yakınları ve doktor tarafından bir şeyleri olmadığı ve bir şeylerin olmayacağı dair açıklamalara inanmakta güçlük çekerler. Yoğun ve aralıksız olarak bir şeyler olmadığına dair teyit almak arayışı içindedirler. Doktor muayeneleri ve yapılan tetkikler tıbbi bir hastalığı olmadığı ilişkin sonuçlar verse de hasta tekrar tekrar muayene olma ve tekrar tekkik yaptırma zarureti hissederler. Panik hastalığı hayat kalitesini, iş eğitim ve sosyal ilişkileri etkilediğinden çok hızlı bir şekilde tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Bir hastalık olmadığını dair yapılan açıklamalar bir sonuç vermez. Panik ataklar kişisel çabayla üstesinden gelinebilecek rahatsızlıklar olmadığından bir psikiyatr tarafından değerlendirilmeli ve tedavi edilmelidir.