Nefes Darlığı
Tıptaki adı dispne olan nefes darlığı mühim bir rahatsızlığın belirtisi de olabilmektedir.
Spor yapıldıktan, koşmanın ardından ya da yoran bir işin yapılmasının ardından nefes darlığı normaldir. Fakat meydanda sebep bulunmazken nefes darlığından yakınılması kesinlikle üstünde durulması gerekmekte olan bir durumdur. Sebebi ise, anemi, kalp rahatsızlığı, mide rahatsızlıkları, bronşit, tiroid bezinde büyüme, akciğerlerdeki rahatsızlıklar, zatürree, astım, zehirlenmenin olması, kilolu olma nefes darlığına sebep olabilmektedir.
Nefes darlığı şikâyeti olanların mutlaka sigara kullanıyor ise bırakması gerekir, ağır yiyecekler tüketmemeleri gerekmektedir.
Nefes darlığın neden olmakta olan etkenlere beraber bir bakalım.
Göğüste su toplaması
Tıpta ki adı sulu zatülcemp rahatsızlığıdır. Akciğerin etrafını sarmakta olan zardaki iltihaplanma sonucunda ortaya çıkar. Zarın iki yaprağının arasında su toplanır. Sebebi; aşırı üşütmüş olmak, bronşitin olması, böbrek rahatsızlıklar ya da kulaklardaki iltihaptır. Göğsün yanlarında aşırı ağrılar hissedilmektedir. Bu kısımlara baskı uygulandığında ağrılar çoğalır. Nefes darlığı olur. Yatakta istirahat ile hekim tedavisi gerekir.
Guatr
Tiroid bezindeki büyüme neticesinde meydana gelen ve de boynun orta kısmında yutkunurken aşağıya, yukarıya gidip gelen şişkinlik olarak kendisini belli etmekte olan bu rahatsızlığa guşa ya da cedre denilmektedir.
Tıpdaki ismi strumadır. Guatr, özellikle de nefes darlığı yapmaktadır. Kimi zaman da huzursuz eden öksürüğe sebep olmaktadır. İki tip guatr bulunmaktadır.
Basit guatr; bu tipteki guatr da tiroid bezleri balon gibi şişmektedir. Sebebi ise alınmış olan iyotun yeterli olmamasıdır. Dağlık kısımlarda yaşayanlar, ergenlik dönemlerinde ve de gebelerde fazlaca görülmektedir.
Kalp ağrısı
Kalbin üstünde hissedilmekte olan ağrılara tıpta prekardiyal ağrılar denmektedir. Kalp ağrıları nefes darlığıyla ve de şokla görülüyor ise; enfarktüs krizinden şüphelenilir. Bu şekildeki zamanlarda hasta çok hareket etmemeli, dinlenmesinin sağlanması gerekir ve de hekime danışmak gereklidir. Kalbin ön tarafında sürekli bir ağrının varlığı söz konusu ise sebep psikolojik olmaktadır.
Kalp romatizması
Romatizmanın güzelce tedavisinin yapılması durumunda, kalpteki kapakçıklara yerleşmesi söz konusu olur. Kapakçıklar arasında en çok mitral kapakçığın etkilenmesi söz konusu olur ve de bu etkilenme şöyle olur; daralma, sertleşme, büzülme görülür kapakçıkta. Sıklıkla bayanlarda rastlanmakta olan kalp romatizmasının sonucunda meydana gelen rahatsızlığa mitral darlığı ya da mitral stenoz denilmektedir.
Rahatsız kişide nefes darlığı, kuru, kuru öksürme, sıkça üşütme, morarmalar, ellerin ve ayakların üşümesi ile yorgunluk görülmektedir. Tedavide ki öncelikli olan üzüntüden uzak olunması, gün geçtikçe de daha da iyileştiğine inanılmasıdır ve de hekimin önerilerine uyulmasıdır.
Kalp yetmezliği
Kalpteki sağındaki, solundaki ya da iki karıncığının da; içerisindeki kanın, her atışında düzenli olarak boşaltamamasının sonucunda meydana çıkmaktadır. Üç tipte görülmektedir.
Sol kalp yetmezliği; rahatsız kişide nefes darlığı ile kuru, kuru öksürme görülür. Özelikle gece nefes alma daha da zorlaşır. Çarpıntılar, baygınlıklar ile terlemeler görülür. Bunun imside ise kalp astımı denilmektedir. Sebebi; aortun ya da mitral kapaklardaki rahatsızlık ya da koroner rahatsızlıktır.
Sağ kalp yetmezliği; rahatsız kişinin ayakları ile ayaklardaki bileklerinde şişmeler olur. Bu bölümlere parmak ile bastırıldığında bir müddet çukur kalınır. Ellerde, ayaklarda ve de suratta morlaşmalar, hazımda zorluk ile iştahın kapanması görülmektedir. Sebebi; mitral kapağındaki rahatsızlık, müzminleşmiş bronşit ya da doğuştan gelen kalp rahatsızlığıdır.
Kaonjestij Kalp Hastalığı: Sağ ile sol kalp yetmezliğinin beraber olması durumlarında görülmektedir. Sebebi; aortla ya da mitral kapaklarda ki rahatsızlık, müzminleşmiş bronşit ya da akciğerlerdeki rahatsızlıklar, romatizmal hastalıklar ile tiroid hastalıklarıdır.
Aşağıdaki tönerilere uyulması gerekmektedir;
Sigara kullanmayınız. Tuz kullanımını oldukça aşağı seviyelere düşürünüz. Uykuyu ihmal etmeyiniz. Dinlenin fakat sürekli yatmayınız. Sinirlenmekten kaçının, üzüntüden uzak durun ve de kafanıza her şeyi takıp dertlenmeyiniz.
Kansızlık
Tıptaki adına Anemi denilmektedir. Kansızlık kanda bulunan kırmızı renkli hücreler ile hemoglobin denilmekte olan kırmızı maddelerde ki azalmadır. En mühim sebebi ise yeterli oranda beslenilmemesidir. Bunların dışında, müzmin basur kanaması, adet kanamalarının aşırı yoğun gelmesi, doğuştan gelen farklı rahatsızlıklar, romatizma, kan kanseri ile kanser rahatsızlığı görülmektedir.
Kansızlıktaki belirtiler şu şekilde özetlenmektedir. Suratın solması, nefeste daralma, çarpıntı, bitkinlik ve de ayak bileklerinin şişmesi olarak sayabiliriz. Rahatsız kişinin sıkça kanaması, dilinde de acımsı tat olması. İştahın azalması, amel ve kimi zamanda istifralar görülebilir. Tedavideki ilk olan dinlenme, bolca oksijen ile kan yapan yiyeceklerin tüketilmesidir.
Kloroz
Kansızlığın bir çeşididir. Kandaki hemoglobin miktarında azalma, bu durumun sebebidir. Çarpıntılar, bitkinlik, nefes darlığı, suratın solması ve de ayak bileklerinin şişmesi görülmektedir.
Kuşpalazı
Difteri ismiyle de bilinen bu rahatsızlığa yakalanan kişilerde yutkunurken zorlanma, seste kısılma, nefeste daralma, öksürük, yüzün morarması, bademciklerin üzerinde kurşuni renkli zarın olması, boğazlarda ağrı, boyundaki bezlerde şişme, iştahın kaybedilmesi, kollar ile bacakların ağrıması görülmektedir. 38-40 derecelere ateş yükselir. Nabız atışları hızlanır. Rahatsızlık başında teşhis edilerek, hasta kişinin nefesinde tamamı ile kesilme olmadan müdahalenin yapılmaması halinde ölüm ile sonuçlanmaktadır. Hastalık bulaşıcıdır. Hasta kişinin olduğu yerde havaya yayılmakta olan mikroplar ile bulaşmaktadır. Korunmadaki en güzel yol difteri aşısının yaptırılmasıdır. Zaman kaybı olmadan hekime başvurulması gerekmektedir.
Veba
Bulaşıcıdır ve ölümcül olan bir rahatsızlıktır. Veba mikrobu taşımakta olan farelerdeki pireler ile insana geçmektedir. Sebebi ise pislik. Pis ve de güneşin girmediği ortamlar vebanın oluşması açısından en iyi yerlerdir. Rahatsızlık, mikrobun kapılmasının ardından 2 ila 8 gün içerisinde kendini göstermektedir. Rahatsız kişide, birden gelişen baş ile sırt ağrısı, ateşlenme, titreme, istifra, nefes darlığı, bitkinlik, deride lekelerin oluşması, burunda kanama, kan tükürülmesi, kasıklarda ağrı ve de sürekli dalgın olma hali görülmektedir. Dil kuru ve de kahverengi renk alır. İlk yapılacak olan hasta kişiyi tecrit etmek. Etrafındaki hasta olmayan kişilerin de korunmak için aşı olmaları gereklidir. Günümüzde önemi kalmamış ve de eski zamanlarda ki gibi sıkça rastlanmayan bu rahatsızlığın tedavisinin yapılması için geç kalınmadan hastaneye başvurulması gerekmektedir.
Yılan sokması
Yılan zehri hızla ve şiddetlice etki göstermekte olan zehirler arasındadır. Fakat, bu zehir ağız yolu ile alındığında zehirlenme yapmamaktadır.
Büyük başlı olan yılanların çoğunluğu zehirlidir. Kimisinin başı ise üç köşeli olur. Uzunca kıvrık dili ile çatal dişi bulunmaktadır. Soktukları anda; dişinin dibindeki var olan bezden salgılamakta oldukları zehri, dişinin içerisindeki kanalın aracılığıyla, soktuğu bölgeye akıtır. O bölgede ağrılar, şişkinlik ve de kızarıklık oluşur. Kimi insanlarda da yılanın zehrinin tipine bağlı, istifra, bayılma, titreme, nefes daralması, uyku hali ya da kısmi felçler görülebilir. Yılanın soktuğu insana zehrin tüm vücuda yayılmasından evvel aşağıda bahsedeceğim işlemlerin yapılması gerekmektedir.
Yılanın soktuğu bölge kolda ya da bacaktaysa; sokulan yerin üst kısmından sıkıca bir bağ yapılmalıdır. Ardından alkole sokulup ya da kızartılmış bıçak, çakı ya da jilet ile yarayı kanatmalıdır. Sonra da, ağız çevresine ya da dudağa zeytinyağı sürülmelidir. Yılanın soktuğu bölge emilmeli ve de tükürülmelidir. Bu işlem 3 -4 sefer tekrarlanmalıdır. Ardından ise metal bir şeyi ateş üzerinde kızdırarak, yılanın soktuğu yerin dağlanması gerekir. Ayrıca da aşağıda bahsedilen reçetelerin birini ya da bir iki tanesi uygulanmalıdır. Zehirlenme belirtisi var ise zaman geçirmeden hastaneye götürülmesi gerekmektedir.
Nefes darlığı için Şifalı Bitkiler
Boru çiçeği; nefes darlığını, bronşiti ve de astımın neden olduğu hastalıkları gidermektedir.
Gelincik; nefes darlığına, astıma ve de bronşite iyi gelir. Kan tükürmeyi ve de istifrayı engeller. Yanıkların iyileşmesini sağlar.
Günlük ağacı; ağaçtaki yongalar kurutularak, günlük kullanılır ve de buğu olarak kullanılır. Nefes darlığını gidermektedir. Tütsü olarak ta kullanılmaktadır.
Mahlep; Pruni mahlep afrodizyaktır, balgam söktürmede, nefes darlığında, prostatın tedavisinde birde şeker rahatsızlığına karşın kullanılmaktadır.
Meyankökü; gribe, anjine ve de nefes darlığında yararlıdır. Öksürüğe iyi gelir ve de balgam söktürücüdür. Tansiyonu yüksek olanlara iyi gelir, düşürücü etkisi vardır.
Okaliptüs; Genellikle solunum yolu rahatsızlıkları için kullanılmaktadır. Öksürüğe iyi gelir, boğazlardaki ve de burundaki iltihaplanmayı gidermektedir. İdrar yollarını temizlemeye yarar. Haricen derinin üzerine sürülmesi halinde antiseptik şeklinde de kullanılmaktadır.
Okaliptüsün yapraklarının direkt olarak kaynatılıp kullanılabileceği gibi, yağın da tıpta bir sürü yararı bulunmaktadır. İlaç şeklinde ya da kaynatılarak buğu, koku şeklinde de kullanılmaktadır. Yaprakları nefes darlığına, kabızlığa, balgam sökmeye, haşerelerin sokmalarında, ateşlenmelerde, nezlede, nevraljide, bronşitte, şeker hastalığında, romatizmada, üremi rahatsızlıklarında, yağla ya da ekşitilip sirkede, toz sabunda, pudra da ve de macun halinde de kullanılır.
Soğan ve Sarımsak
Yüksek tansiyon ve de kalp rahatsızlığının riskini azaltmaktadır. Soğan, mide kanseri tehlikesine karşı, sarımsak ise bağırsak kanserine yakalanmanın riskini azaltmaktadır. Sarımsağın mayasındaki var olan maddeler hücrenin hasar görmesine engel olur, vücudun erken yaşlanmasına engel olur. Antibiyotiktir ve de nefes darlığının giderilmesi için bünyesinde bileşimleri içermekte olan sarımsak bağışıklık sisteminde kuvvetlenme sağlar. Kalp için ve de alerjik rahatsızlıklar için etkilidir. Soğanın içermekte olduğu kimyasal maddeler kalbi üçlendirir ve de alerjik reaksiyona engel olur. Newcastle’ da yapılmış araştırmaların sonucunda, düzenli bir biçimde soğanın tüketilmesi halinde damarlarda tıkanıklık riski azalmaktadır.
Susam
Nefes darlığı ile bronşite iyi gelir.
Henüz yorum yapılmamış.