Mobilya Diziminde 10 Altın Kural

Hepimiz evimizde neyi nereye koyacağımıza kendimiz karar vermek isteriz ve bu fırsat elimize geçtiği anda içimizi bir heves kaplar. “Odayı öyle bir dizeceğim ki olduğundan daha büyük gözükecek ve herkes bayılacak” düşüncesi ile işe girişiriz. Ancak çoğu zaman bu heves korkunç bir hayal kırıklığı ile sonuçlanır. Mobilyaları istediğimiz gibi dizip sonuca göz attığımızda aslında tam tersini yaptığımızı farkederiz ve bu da bizi düşünme safhasına iter. Düşündükçe düşünür, bir çıkar yol bulmaya çalışırız. Bazen de boş bir odada neyi nereye koyacağımızı bilmeden düşünmeye çalışmak bizi oldukça bunaltabilir.

Peki bütün bunlar neden olur? Çünkü mobilya dizmenin bile bazı altın kuralları vardır ve biz bunları bilmeden bir odayı ille de kendi istediğimiz olsun amacı ile düşüncesizce dizeriz. Sonucunda da karşılaştığımız acı gerçek bizi perişan eder. Artık tek yapmanız gereken size vereceğimiz bu 10 altın kuralı uygulamak. Bu sayede mobilya dizmenin aslında korkutucu bir olay olmadığını anlayacaksınız.

Odak Noktası Seçin

Odak noktası seçmenin gücünü kesinlikle hafife almamalısınız. Bazen odak noktası;  pencereler, gömme şömine rafları gibi size hazır bir halde kendini gösterir. Ancak bazen de odak noktasını kendiniz oluşturmalısınız (medya üniteleri, televizyonlar gibi). Odak noktanız nerede olursa olsun ona bağlı kalmaya çalışın. Çünkü mobilyalarınızı onun etrafında dizeceksiniz.

Mobilyalarınızı Duvara Yapışana Kadar İttirmeyin

Mobilyalarınızı duvardan ne kadar uzaklaştırabileceğinize odanızın boyutu karar verir. Ancak küçük bir odada bile genişlik hissi verebilmek için mobilyalarınızı duvardan birkaç santimetre uzakta tutmalısınız. Odası geniş olanlar için bunu söylemiyoruz tabi. Eğer geniş bir odanız var ise, mobilyalarınızı istediğiniz kadar duvardan uzaklaştırabilir, hatta yerleşiminizi salonun ortasına bile yapabilirsiniz.

Sohbet Bölümleri Oluşturun

İnsanlar sizi ziyarete geldiğinde boyunlarını çevirmeden veya bağırmadan sizinle oturup rahatça konuşabilmeliler. Bu nedenle koltuklarınızı ve sandalyelerinizi birbirlerine bakacak şekilde koymalısınız (tamamen değil ama yakın). Böylelikle muhabbetinizi boyun fıtığı olmadan veya sesinizi yükseltmeden sürdürebilirsiniz. Eğer odanız çok büyükse, bu noktalardan birkaç tane oluşturabilmeniz mümkün.

Dengeyi Bulun

Denge , bir odayı dekore etmedeki en önemli unsurdur. Büyük ve küçük olan bütün parçaları odanın bir bölümünde toplamayın. Parçaları odanın içine dengeli bir şekilde dağıtmaya özen gösterin. Ve oluşturduğunuz şekillerde farklılık olmasına özen gösterin. Eğer düz bir hizada duran koltuğunuz varsa sehpanızı yatay şekilde konumlandırabilirsiniz.

Hareket Akışını Göz Önünde Bulundurun

Evin içerisinde kimse mobilyaların üstünden atlamamalı, birbirine yol vermek için kenara çekilmemeli. Koltuklar, sehpa ve sandalyeler arasında boşluk bırakmaya özen göstererek evin içindeki hareket akışını açık tutmaya özen göstermelisiniz.

Büyük Bir Orta Sehpa Alın

Söz konusu bir orta sehpa ise; NE KADAR BÜYÜK, O KADAR İYİ! Oturma alanının ortasına koyabileceğiniz büyük bir sehpa, hem işlev olarak hem de estetik olarak salonunuza artı puan katacaktır. Sehpanız salonunuzda bir çapa görevi görür. Sehpanızın boyutu ne kadar büyük olursa, bütün koltuklardan sehpaya ulaşım da o kadar kolay olur.  Bu da sizi, ziyarete gelen insanların önüne yiyecek ve içecek koymanız için ek sehpa seti satın alma zorunluluğundan kurtarır. Ancak sehpanız ile koltuklarınız arasında insan geçebilecek kadar boşluk bıraktığınıza da emin olmanız gerekmektedir. Eğer yeterince büyük bir sehpa bulamadıysanız 2 küçük sehpa ile oldukça güzel bir kombinasyon oluşturabilirsiniz.

Sehpalarınız Kol Uzunluğunda Olsun

Her koltuğun sehpalara ulaşımı eşit olmalı. İnsanlar içeceklerini koymak için yerlerinden kalkmamalı. Kenar sehpa yüksekliği koltukların kenarlıklarının yüksekliği ile eşit olmalıdır. Eğer bu mümkün değilse alçak olanları deneyin, yüksek olanları değil.  Eğer söz konusu orta sehpalar ise, koltuklarınızın oturma bölümüyle aynı boyda olmalıdırlar.  Eğer bu da mümkün değilse daha alçak olabilirler ancak daha yüksek asla olmamalıdırlar.

Bırakın Işık Sizi Kaplasın

Genellikle evin yapımında ışığa pek fazla dikkat edilmez ancak ışık oldukça önemli bir yere sahiptir. Her zaman başınızın üstünde olan ışıklandırma karışımlarını tercih edin (avize ve aplik) gibi. Işıklandırma odanızın içinde dağılmış vaziyette olmalıdır. Tek bir yere kurulmuş ışıklandırma bir süre sonra gözünüzü rahatsız etmeye başlar. Farklı seviyelerde, odanın farklı yerlerine dağıtılmış bir ışıklandırma, odanıza oldukça hoş bir hava verebilir. Ayrıca ışığı dağıttığınız için gözünüzü yormaz ve rahatsız etmez.

Uygun Boyutlarda Süsleme Eşyaları Kullanın

Duvara asılmış resimler, aynalar ve heykeller odadaki mobilyanın dizilimine göre koyulmalıdır. Koltuğunuzun  arkasına koyacağınız küçük bir çerçevenin odanızı ne kadar komik bir görünüme sokacağından bahsetmemize gerek yok sanırım. İşte küçük bir tavsiye, koltuğunuzun arkasında bulunan geniş ve boş duvarı büyük bir sanat eseri ile kaplamanız odanızı bir bütün halinde gösterecektir. Eğer o kadar büyüğünü bulamadıysanız, kocaman bir çerçeve yaptırıp onu astıktan sonra içine kendi küçük çerçevelerinizi asarak onları tek bir parça halinde göstermeniz mümkün. Sonuçta her şeyin bir kolayı var.

İş mobilya dizmeye gelince hepimizi bir korku sarıyor. Çünkü neyi nereye koyacağımızı bilmeden boş bir odaya boş gözlerle bakıyoruz. Bunun için kağıt kullanarak neyi nereye koyacağımızı önceden hesaplamamız bizim için daha az yorucu olacaktır. Mobilyanızın kapladığı alan ölçüsünü alarak  kağıtlar oluşturun ve onları odanın içine dizerek genel dizilim planınızı kolaylıkla oluşturun. Koltuklarınızı yerlerinden oynatmak yerine kağıtları yerlerinden oynatacaksınız. Akıllıca, değil mi?