Köprücük Kemiği
Köprücük kemiği, omuz ile kaburga kafesi arasındaki mesafeyi sabit tutmaya yarayan, göğüs kemiğinin üst tarafıyla, kürek kemiğinin dış kısmı arasında uzanan yerdir. Köprücük kemiği, vücutta en çok kırılan kemiktir. Kırığa sebep olan olaylar, omuz veya dışa açık kol üzerine düşmesi ile meydana gelir ve en çok kırılan yer olup, üçte bir dış kısımlar, üçte bir orta kısmın buluştuğu noktadır.
Köprücük Kemiği Kırığı
Köprücük kemiği kırığı, her yaştan kişilerde ister kadın olsun ister erkek olsun en çok karşılaşılan kırıklardan biridir. Köprücük kemiği kırığı genelde çocuk yaştaki kişilerle, sporcularda görülür. Sporcularda meydana gelen köprücük kemiği kırığı, genelde düşmelerle dirsek ve omuzdan geçerek köprücük kemiğinde sonlandığından çok sık görülmektedir.Bunun yanında doğum esnasında bebeğin köprücük kemiği kırığı ile doğduğu da sık sık karşılaşılan bir durumdur. Meydana gelen köprücük kemiği kırığı, genelde 20 yaşına kadar tam anlamıyla sertleşme göstermez.
Köprücük kemiği kırık belirtileri;
Herhangi bir darbe alarak veya düşerek meydana gelebilecek köprücük kemiği kırıklarında görülen belirtiler şöyle sıralanabilir:
Omuzlarda aşağıya ve öne doğru düşüklük görülür.
Kolundaki aşırı sebebiyle kişi kolunu kaldıramamaya başlar.
Kol hareket ederken köprücük kemiği üzerinde hassasiyet oluşur.
Köprücük kemiğinin olduğu yerde bir çıkıntı meydana gelir.
Ender de olsa kemik cildi, deriyi yaralayarak dışarı çıkabilir
Köprücük kemiği tanı ve tedavisi;
Köprücük kemiği kırılması ile doktora gidildiğinde ilk dikkat edilecek olan damar ve sinirlerde bir yaralanma meydana gelip gelmediğidir. Zira yaralanma durumunda acil bir operasyon yapılması gerekebilir. Bu tür cerrahiler yaralanan dokuya bağlı olarak plexus brachialis yani kol sinir ağı cerrahisi alanında tecrübeli kişiler tarafından yapılmalıdır. Bunun yanında röntgen incelemesi de köprücük kırığı hakkında her türlü bilgi verebilir.
Aynı zamanda köprücük kemiği kırıkları genelde konservatif yani cerrahi dışı metotlarla tedavi edilebilir. Ancak konservatif tedavi ile köprücük kemiği kırığın kaynamama ihtimali % 10 oranında iken, operasyon sonrası bu oran % 30 lara yükselmektedir.
Köprücük kemiği kırığında 3 sebeple cerrahi tedavi tavsiye edilmektedir:
1. Meydana gelen damar-sinir yaralanması oluşması.
2. Genç ve zayıf kadınlarda estetik sebeplerle oluşmuşsa.
3. Kırığın kaynamaması halinde.
Bu saydığımız sebeplerden biri yoksa köprücük kemiği kırığın tipine göre basit bir kol askısı ya da ” 8 bandajı ” ile tedavi etme yoluna gidilir. 8 bandajında asıl amacı omuzu geriye doğru gerip, önde bulunan köprücük kemiğinin uzunluğunu ve şeklini sağlamaktır. Bu uygulama ilk yapıldığında fazla germemeye özen göstermeli ve tedrici olarak kontrollerde yavaş yavaş gerilmesi gerekir. Aksi takdirde koltuk altındaki damar-sinirlere baskı olması ile kolda şişme ve uyuşma ortaya çıkabilir.
Köprücük kemiği kırığında yapılan konservatif tedavisi % 90 oranında başarı gösterir. Teşhis 3 ile 6 hafta kadar sürebilir. İlk kaynamanın ardından kırık seviyesi üzerinde büyük bir çıkıntı meydana gelmişse de daha sonra küçülmektedir.
Henüz yorum yapılmamış.