Kadınlar Ne Der, Erkekler Ne Anlar?

Kadınlar Ne Der, Erkekler Ne Anlar?

Hemen hemen her gün, farklı şekillerde ama sonuçta kadınların öldürüldüğü haberini, izlemekteyiz TV haberlerinde. Sebep olarak, akşam yemeğini yapmadığı, ilişkiye girmek istemeyen karısını delik deşik eden sözüm ona koca haberlerini dinliyor ve dehşete düşüyoruz. Bu bıçaklama vak’asından kadın es keza sağ çıktıysa günlerce hastanede yattıktan sonra eve dönmek istemediği için, ailesinin de yanına gitmesi tehlikeli olduğu için Mor çatıya sığınır. Sözde koca rahat bırakmaz orada da gelir özür diler, bir daha yapmayacağı sözü vererek karısını eve götürür. Çok fazla üzerinden geçmeden, koca kadını öldürür. Can Dündar’ın Aşka Veda adlı kitabından bir alıntı ile yazımıza devam ediyoruz. Çok güzel irdelemiş konuyu, okuduktan sonra, yorumlarınızı bizlerle paylaşırsanız çok memnun oluruz.
Zonguldak Emniyet Müdür Yardımcısı, kadınların “ilgi çekmek için” intihara kalkıştıklarını söylemiş.
Tipik bir “kadın ne der, erkekler ne anlar” vakası…
Diyelim ki öyle.. Peki canları pahasına ilgimizi çekmek istedikleri ne ola ki..
Bir örnek olaydan gidelim:
Türkiye’de “kadın intiharları denilince akla Batman gelir. Bir ara hep Batman’da canına kıyan kadın haberleri okurduk, 1999’da intihar eden kadın sayısı 19’du. 2000’de 33 olmuştu. Bu rakamlar Türkiye ve Dünya ortalamasının üstündeydi. Konuyu Müjgan Halis, “Batman’da kadınlar ölüyor” kitabında incelemişti vardığı sonuç, sosyolojik bir saptarmayı doğruladı:
“İntihar bir savaş sonrası sendromudur”
Şimdilerde her gün kadın cinayetleri haberleri alıyoruz, sanırım artık ilgi çekmek için öldürülmek istiyoruz….
Kadına şiddet mi arttı, görünürlüğü mü çoğaldı? Her ikisi de doğru olabilir.
Sadece evde değil, mecliste, seçim meydanlarında TV stüdyolarında, futbol tribününde de saldırğan bir hal ve şiddet eğilimi büyüyor. İfade özgürlüğünün önüne engeller konuldukca şiddet her alanda yegane çözüm yöntemi olarak öne çıkıyor” denilebilir.

Ama asıl olan neden bu değil bence…
Asıl neden, kadının artık kolayından boyun eğmemesi, erkeğe itiraz etmesi “Hayır” demeyi öğrenmesi…
Türkiye’nin bir dönem en çok izlenen TV dizisinin baş rolünde, hoyratlığa isyan etmiş, boşanmış, çocukları ile tek başına ayakta durmayı başarmış bir kadın vardır. Milyonlarca kadın, onun varoluş mücadelesini ekran başında gözyaşlarıyla destekliyordu.
Günümüzün kahramanları artık horlandıkca diklenen, ezildikçe cesaretlenen, dövüldükçe direnen kadınlar…
Berfo ana gibi 100 yaşında, Başbakana kayıp oğlunun hesabını soran, Türkan Albayrak gibi grev çadırında tek başına dalgalanan, kazanan kadınlar…
Kadın için riskli bir ayaklanma bu.. Çünkü erkek alışmadığı bu direniş karşısında, elinde kalan tek silaha, kas gücüne sarılıyor. Çoktan kaybettiği bir iktidara hala sahipmiş gibi yapmaya devam ediyor.
Ve her iktidar değişikliği gibi bu da sancılı oluyor.
Evlerden kanlı iç savaşın sesi geliyor.
Yine de umutsuzluğu gerek yok:
Erkek iktidar tahtından vurarak vuruşarak çekiliyor.
Ama nihayette, sallanan bir tahtın gümbürtüsü bu….

Can Dündar