Döllenme
Döllenme, kadındaki üreme sisteminin içerinse doğru yolculuk yapan yün milyonlarca spermin bir tanesinin kadındaki yumurtaya girmesi ile başlamaktadır.
İnce yapılı sperm, yumurtadaki sert kapsülden ne şekilde girebiliyor tam anlamıyla anlaşılmamaktadır. Dolambaçlı yollarda yüzmekte olan spermler, yumurtaya baş kısmının yanı ile saldırmaktadır.
Dış yumurtanın kapsülüne birkaç tane sperm girebilir fakat sonuçta yumurtaya yalnızca bir tanesi girmektedir. Hemen, hemen 266 günün sonunda bebek dünyaya gelir.
Yumurtayla spermin her bir tanesi, yüzlerce geni içermekte olan 23 kromozomun bir araya gelmesini sağlar.
Buda bir insanın gerekli olan sayısı 46 kromozomu olan yeni bireyin oluşmasını sağlar, cinsiyet, gözü, saçı ve de teninin rengi şeklindeki fiziksel özelliklerini, vücudunun büyüklüğü ile tipi, yüzündeki uzuvlar, yaratıcılığını, büyük oranda zihinsel yeteneğini ve de kişiliğini bile belirleyebilecek genetik malzeme, spermin yumurtaya girmesinin ardından yumurtayla, spermin tek hücreli olan embriyonun oluşması için birleşmesi ve de döllenmesi tamamlanmış olur.
Birkaç doğumun gerçekleşmesi iki ve ya daha çok yumurtanın döllenmesi ve ya bir tek yumurtanın döllenerek iki ve ya ikiden çok embriyoyu meydana getirmek için bölünmesi neticesidir.
Süreçteki bir sonraki adım, hücrenin bölünmesidir. 12 saatin içerisinde yeni hücre ikiye bölünür, ardından da dörde ayrılır ve de her 12 saatte bir hücrelerin sayıları ikiye katlanmayı sürdürürler.
Yeni olan yumurtalar hücrelerin sayısında düzenli şekilde ikiye katlanma yapar, genişlemez fakat daha da karmaşıklaşır, yavaşça da fallop tüpünün içerisinden aşağıya rahme ilerlemeyi sürdürür.
Döllenmenin ardından yaklaşık 5 gün sonra, 500 hücrenin oluşturduğu yumurta rahmin içerisindeki hedefe ulaşmış olur.
Yumurta rahme ulaştığında, katı hücre kütlesindeki sıvıyla dolu olan bir boşluk etrafına yerleşen hücrelere dönüşmektedir. Bunun adına blastosist denilmektedir.
Blastosistin bir kısmı, embiriyoyu üreten yoğun hücreler kütlesini içermektedir.
Hücrenin trofoblast denilmekte olan dış tabakası, beslenmesini sağlayacak plasentayı oluşturmaktadır.
Tüm bunlar olurken, bayanların üreme sisteminin geride kalanları boş durmazlar. Progesteron hormonunu kan dolaşımına yumurtalık salgılamaktadır. Bu hormon dalgasının sonucunda, tutunmasının iyi olacağı ortam, kan ile şişen rahmin asratı olur.
İlk başta yumurta rahmin derinlerine gitmemektedir. Bir iki gün süresince rahmin yüzeyinde tutunurlar. Ardından da yumurta, rahmin duvarını eriterek bu sayede de yumurtanın duvardan daha da derinlere, annenin kanıyla meydana gelen bir havuz ile çevrelenen ortama düşmesini sağlayacak olan bir enzimi salgılamaktadır.
Döllenmenin ardından 8 gün geçmiş olur. Yumurta yeni yuvasına 12. Günde sağlamca gömülmüş olur.
Bu sürede adetin gecikmesini fark etmeniz ve ya farklı hamilelik belirtilerini anlamanız için oldukça erkendir fakat gebeliğiniz başlamıştır.
Döllenmenin ardından ilk gün ile haftada genelde bayanlar gebe olduklarını anlamanın öncesinde, düşük yapılması fazlaca görülür. Tahminlere göre döllenmenin % 50 ‘ si düşük ile son bulur.
Sperm iki çeşit genetik şifreyi taşımaktadır. Bu şifre X ve ya Y tipindedir. Fakat bayan yumurta hücresi hep X tipinde olarak tek tiptedir.
Eğer ki yumurtayı döllemiş olan sperm X şifreliyse döllenmiş yumurta X şifreli olacağından oluşacak olan bebek XX olur, buda demek oluyor ki KIZ olacak.
Fakat yumurtayı döllemiş olan sperm Y şifresi içermekte olan spermse bu halde de bebek XY, buda demek oluyor ki ERKEK olacak.
Kısacası doğacak olan bebeğin kız mı, erkek mi olacağı babanın spermlerinin özelliğine bağlı olur.
Hangi tipteki spermin yumurtaları dölleyeceğini bilemeyiz. Bu sebeple bebek erkek mi, kız mı olacak bilinmemektedir. Fakat döllenme olmuş ve döllenen yumurtanın rahmin içerisine yerleşmesinin ardından bebek doğmadan önce kim yollar kullanılır ve cinsiyet öğrenilir.
Bebeğin cinsiyeti babasından gelecek özelliğe bağlı olur.
Henüz yorum yapılmamış.